Hun İmaparatorlukları

 

 

Büyük Hun İmparatorluğu
  MÖ 220 – MÖ 46  

Flag of Büyük Hun İmparatorluğu

1969 TRT Türk Tarihi Takvimi'ne göre Büyük Hun İmparatorluğu'nun bayrağı

Büyük Hun İmparatorluğu konumu.
Türk Tarih Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı'na göre Büyük Hun İmparatorluğu'nun en geniş sınırları
Başkent Veri yok
Resmi dili Hunca
Dini Tengricilik
Etnik Gruplar Hunlar
Göçebe Asya kavimleri
Yerleşik Asya kavimleri
Yönetim Veri yok
Yönetim
 - MÖ 220 - MÖ 209 Teoman (ilk tanhu)
 - MÖ 209 - MÖ 174 Mete (En önemli tanhu)
 - MÖ 31 - MÖ 46 Ho-Han-Ye (Son tanhu)
Tarih  
 - Kuruluş tarihi MÖ 220
 - Yıkılış tarihi MÖ 46

Büyük Hun İmparatorluğu (Çince: 東匈奴, anlamı: Doğu Hiung-nu), M.Ö. 220'de yaşamış eski Türkçede Kun, Çince Hiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Altay kavimlerinden oluşan devlet.

Hiung-nu adına ilk olarak M.Ö. 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman'dır. En büyük imparatorları ise, Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu'ların saldırılarının ardından M.Ö. 214 yılında Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.

Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. M.Ö. 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman'dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete'dir. Mete, İpek Yolu'na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. M.Ö. 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. M.Ö. 187 yılında başında Ka-o-ti'nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu'nu, Pa-i-Teng Seferi'nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon Denizi ve Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.

Mete'nin Çin'i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin'in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.

Konu başlıkları

 [gizle

Batı Ve Doğu Hun [değiştir]

Mete'nin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Hun boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çin'in İpek Yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle M.Ö. 46 yılında Doğu Hiung-nu ve Batı Hiung-nu olmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun İmparatorluğu'nun başında bulunan Ho-han-ye'nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin egemenliğine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi ÇİÇİ, "atalarına saygısızlık" olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir.

Bu sebeple bir kısmı, şimdiki Batı Türkistan yöresine çekilerek yönetimden ayrılmışlardır ve Çiçi yönetiminde Talas'ın batısına egemen olmuşlardır. Batı Hiung-nu'nun başında bulunan Çiçi'nin Çin'e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür. Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Hun savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir. Bu kendisinin birinci hatasıdır. Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır.

Büyük Hun İmparatorluğu'nun Batı ve Doğu olmak üzere birinci bölünüşü. Çiçi yönetimindeki Batı Hiung-nu'nun kısa sürede dağıldığını ve çevre ülkelere göçtüğünü; Ho-Han-Ye idaresinde Doğu Hiung-nu'nun ise Çin yönetimi altında sürdüğünü gösteriyor.

Doğu Hiung-nu ise, Ho-Han-ye yönetiminde Talas'ın doğusunda Büyük Hun İmparatorluğu'nun asıl mirasçıları olarak M.S 48 yılına kadar hüküm sürmüştür. Çin'in siyasi hareketleri sonucu, M.S. 48 yılında Doğu Hiung-nu bölünme sürecine girmişlerdir. Nihayetinde Güney ve Kuzey Hiung-nu olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Kuzey Hiung-nu tanhu Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etmiştir. Güney Hiung-nu ise, Panhu yönetiminde Uygur havzasında ve Çin'e yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etmiştir.

Doğu Hiung-nu'nun kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Hiung-nu'ların Çin'in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki Kuzey Hiung-nular'ın Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir.

Kültür [değiştir]

Hiung-nular kendi belgelerini bırakmadığı için arkeolojik deliller dışında Çin kaynaklarına bakılmaktan başka çare yoktur. Hiung-nular'ın özelliklerinden bir kaç örnek:

  • Reisi vefat edince, yerine oturan oğlunun kendi anası dışındaki babasının kadınlarını alması.

Ancak bu özellikler sadece Hiung-nular değil, diğer göçebe kabileler için de geçerlidir. Ayrıca bunların Çin medeniyetinin ahlak anlayışı ve mantığına aykırı olduğu için Çin kaynaklarında Hiung-nular'ın gelenek ve göreneklerinden bahsedilirken eleştiri içerikli cümleler kullanılmıştır.

Hiung-nu'ların dini, Şamanizm ve Tengricilik olup, yılda üç kez büyük ayinî bayram düzenleniyordu.[kaynak belirtilmeli]

Arkeolojik kazıların sonucuyla Hiung-nular'ın başkentinin Ulan Batur'un kuzeyinde bulunan Noin-Ula Kurganı'nında olduğu saptanmıştır.[kaynak belirtilmeli] Kurganlarından kazılan Hiung-nular'ın giysilerinde eski Türk kültürünün etkisi tespit edilmiştir.

Devlet Yönetimi [değiştir]

Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.[1]

Tanhu sözcüğü bir unvan olarak "sonsuz genişlik" anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geldiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Tanhunun görevi; ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduyu komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir.Hükümdarın eşine "ka-tun" (hatun) denirdi ve hatun yönetimde söz sahibiydi. Hükümdarlık babadan oğula geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı ve merkez olarak miras bırakılmaktaydı. Doğu, Güneş'in doğduğu yön olması dolayısıyla Türkler'de kutsal görülürdü ve ülkenin doğusunu yönetmek üstünlük belirtisiydi. Ülkenin batısını yöneten tanhu doğudaki tanhuya bağlı idi.

Ordu [değiştir]

  • Ordu ücretli değildi.
  • Ordunun temeli atlı askerlere dayanırdı.
  • Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır. (On bin kişi.)
  • Kullanılan savaş araçları ok ve yaydı. Yakın dövüşte kılıç ve kargı kullanılırdı.

Soyağacı [değiştir]

Hunlar'dan kalan bir kemer tokası.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hiung-nu'lar
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Büyük Hun İmparatorluğu
Doğu Hiung-nu
(Toman, Motun)
(M.Ö.220 - M.Ö.46)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Batı Hiung-nu
(Çiçi)
(M.Ö.46-M.Ö.36)
 
 
 
 
 
 
 
Doğu Hiung-nu
(Ho-han-ye)
(M.Ö.46 - M.S.48)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kuzey Hiung-nu
(Panu)
(M.S.48 - 156)
 
 
 
 
 
Güney Hiung-nu
(Pi)
(M.S.48 - M.S.216)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Avrupa Hunları
(tartışmalı)
 
 
 
Akhunlar
(tartışmalı)
 
 
 
 
 
Beş Barbar Onaltı Krallık
(M.S.309 - M.S.439)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Avrupa Hun İmparatorluğu

Avrupa Hun İmparatorluğu veya Batı Hunları, Hunlar'ın Avrupa'da kurduğu imparatorluktur, Türk tarih literatüründe Hun İmparatorluğu[1][2] olarak adlandırılır. Hunlar, Avrasya kökenli bir boylar konfederasyonudur.

350 yılında Asya bozkırlarından batı yönünde harekete geçmişler; dönemlerine göre çok gelişmiş silah ve donanımları, yüksek hızları ve üstün savaş taktikleriyle önlerine çıkan kavimleri sürerek ya da egemenlik altına alarak Avrupa'nın neredeyse tamamını işgal etmişlerdir. Hunların baskısıyla oluşan bu büyük hareketlilik Avrupa'nın sosyal, kültürel, demografik yapısını alt üst eden ve bugünkü yapının temellerini oluşturan Kavimler Göçü'nü başlatmıştır.

Konu başlıkları

 [gizle

Dilleri ve Kökenleri

Otto Maenchen-Helfen, Hunların dilleriyle ilgili olarak sadece bazı kabilelerin adlarının bilindiğini belirterek bu kabilelerin adlarının Türk diline benzediğini ileri sürdü. Hunların bilinen kişi isimlerinin bir kısmının kaynağı bulunamazken, bulunanlar ise Türk, Pers, Cermen dilleri kökenine aitti. Hunların, Pers ve Cermen dili ile Kafkasya ve Avrupa'da karşılaştığı bilinmektedir. Otto Maenchen-Helfen, "Hunların Dünyası" adlı çalışmasında elindeki verilerden hareketle Hunların yöneticilerinin ve halkının büyük çoğunluğunun Türk dili konuştuğunu savundu.[3]

David Christian ise, Hun konfederasyonunun içinde çok sayıda Türk dili konuşanların varolma ihtimalinden bahseder ve en azından Attila zamanında Pontus bozkırlarında (Pontic-Caspian steppe: Karadenizin kuzeyinden Hazar Denizi'nin doğusuna kadar uzanan bozkır.) Türk dili konuşanların bulunduğunu aktarmaktadır.[4].

Columbia Encyclopedia 'ya göre ise Hunlar, Ak Hunlar, Macarlar, Moğollar ve Türkler ile olan taktik ve alışkanlıkların benzerliğine rağmen, bu halklar ile bağlantılı olma olasılığı düşüktür ve hele Macarlar ve Türklerin ise asılsızdır.[5]

Başkentler 

Hun İmparatorluğu'nun başkenti farklı kaynaklarda Segedin[6] ve Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin Budin kesimi yakınlarındaki Sycambria[7] olarak geçmektedir.

Batı hunlarında ekonomi

Batı Hunları klasik Türk atlı göçebe ekonomik hayatına sahipti. Günümüzde bile bazı yerlerde görülen bu anlayış gerçek bir göçebelik değilidir. Hiç bir yere bağlı kalmayıp oradan oraya göçenler bazı bedevi ile baı kazak kabileleridir. Hunlarn da dahil olduğu Türk göçebeliğinde yaylaklar ve kışlıklar vardır. Havlar ısındığında daha üst rakımlardaki yaylaklara kışın ise daha aşağıdaki kışlıklara geçilirdi. Her boy ve aşiretin temel olarak yaylak ve kışlağı belli idi. Yani oradan oraya sürekli göçen bir topluluktan bahsetmiyoruz. Kroniklerin ve arkeolojik verilerden de bunu anlıyoruz. Hunların yaptığı temel ekonomik faaaliyet koyun ve at yetiştiriciliğidir. Koyundan yün deri et süt elde edip sütten yoğurt peyninir ve kızm yapmaktaydılar. Atlar hem kılları hem derileri hemde binek hayvanı olarak çok değerliydi. büyükbaş hayvan yetiştiriciliği tercih edilmiyordu. Sayısıda hunlar arasında çok azdır. Hunlar büyük çoğunlukla koyun postunda yapılma çadırlarda kalırlardı. Macaristana geldiklerinde bir kısmının got tarzı evlerde yaşadıklarınıda biliyoruz. Hunların dokumayı bilmemesi veyahut çiftçilik yapmadığını bazı batılı yazarlar yazmışlardır fakat arkeolojik kanıtlar bunu yalanlamaktadır. Hunlar keten elbiseler dikmişlerdir. Bazı kurganlardan çıkan demir oraklarda onların bir kısmının tarımla uğraştığını göstermektedir.

Hunlar roma ile ticarette köle , at ve kürk ihraç etmişler ipek , şarap ve sialha-silah eşyası ithal etmişlerdir. Hunların şarabı ve ipeği sevdiğiniz biliyoruz. Kronikler Attilanın sarayının ipekten yapıldığını bildirmektedir. Hunların altın ihtiyacını ticaret , roma ordusunda yaptıları paralı askerlik ve Romalrının hunlara ödediği haraç ve vergiler ile sağlanıyordu. Hunların para bastığına dair bir bilgimiz yok. Roma para birimi olan Solidus u kullandıklarını biliyoruz

 

Tarihi 

Kuruluşu 

Hun askerleri.
Hunların bir şehir kuşatmasını tasvir eden 1360 tarihli minyatür.

Kuzey Hun Devleti'nin yıkılmasının ardından dağılan ve batıya çekilen Hunlar, Ural Nehri ve İdil Nehri arasına yerleşmişlerdir. Ardından Hunlar, bu bölgedeki Türk boylarını egemenlikleri altına almıştır. 4. yüzyılın ortalarında Aral Gölü ile Hazar Denizi'nin kuzeyindeki Alan ülkesini ele geçirdikten sonra, 374 yılında Balamir komutasında İdil Nehri kıyılarında görünmüşler, Karadeniz'in kuzeyindeki düzlüklerde yaşayan Ostrogotlar'ı ve Vizigotlar'ı yenilgiye uğratmışlardır. 375 yılında Ostrogotlar ve Vizigotlar, Hunlar'ın saldırılarından dolayı batıya doğru yönelmişlerdir. Böylece Kavimler Göçü başlamıştır.

Balamir'den sonra 378 yılında Alypbi, Hun İmparatoru olmuştur. 378 yılında Hunlar, Tuna Nehri'ni geçmişler ve Trakya'ya kadar ilerlemişlerdir. Hunlar, Trakya'ya kadar ilerlemelerine rağmen Roma İmparatorluğu'ndan bir direniş görmemişlerdir. Hunların baskısı altındaki barbar kavimler, Roma İmparatorluğu'nu zorlamaya başlamışlardır. Roma İmparatoru I. Theodosius'un 17 Ocak 395 tarihinde ölmesi üzerine Hunlar tekrar harekete geçmişlerdir. 395 yılında Hun orduları Balkanlar üzerinden Trakya'ya akın yapmışlardır. Yine aynı yıl Kafkasya'dan gelen Hunlar, bugün Lübnan'da bulunan Sur şehrinde, Şanlıurfa'da ve Antakya'da bir süre kalmışlar sonra tekrar Karadeniz'in kuzeyindeki topraklara dönmüşlerdir. Bu olay ile Türkler ilk defa Anadolu'ya gelmişlerdir.[kaynak belirtilmeli]

Uldız (Uldin) Dönemi 

390 yılında Alypbi'den sonra başa geçen Uldız zamanında Hunlar, Karpat Dağları'nı aşarak bugünkü Macaristan'ın bulunduğu bölgeye girmişlerdir. Hun İmparatorluğu'nun dış siyaseti Uldız zamanında belirlenmiştir. Buna göre, Doğu Roma İmparatorluğu baskıda tutulacak, barbar kavimlere karşı Batı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkiler içinde bulunulacaktı. Bunun nedeni Batı Roma İmparatorluğu'nun düşmanı olan barbar kavimler aynı zamanda Hunların da düşmanıdır. Bu nedenle Hunlar, Batı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkiler içinde bulunmayı seçmişleridir.

Uldız'ın Tuna boylarına kadar ilerlemesi ile barbar kavimler, Batı Roma İmparatorluğu topraklarına girmeye başlamıştır. Batı Roma İmparatorluğu, sınırlarını aşan kavimleri durdurmakta güçlük çekince Uldız'dan yardım istemiştir. Uldız yardım isteği üzerine 406 yılında Radagais idaresindeki barbar kavimler, bu günkü Floransa'nın güneyinde yenilgiye uğratmış, Ağustos 406 tarihinde Radagais idam edilmiştir. Uldız bir yandan Batı Roma İmparatorluğu'nu kurtarırken diğer yandan barbar kavimleri Galya'ya göçe zorlayıp, Hunlara batıda hareket serbestliği sağlamıştır.

Uldız, Doğu Roma'yı baskı altına almak amacıyla 409 yılında Tuna Nehri'ni geçmiştir. Kendisi ile barış görüşmeleri için gönderilen Doğu Roma İmparatorluğu elçisine "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim!" diyerek meydan okumuştur. Uldız'ın 412 yılında ölümünden sonra yerine Karaton geçmiştir. Donatus isimli hükümdar ise 412 yılına kadar Karadeniz'in çevresindeki Hun topraklarını yönetmiştir. Karaton 422 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır.

Rua Dönemi 

Attila önderliğindeki Hunlar İtalya'yı ele geçirirken. V. Checa'nın bir resminden.

Oktar'dan sonra 422 yılında devletin başına Rua geçmiştir. Attila'nın babası olan Muncuk ise 408 yılında ölmüştür. Rua, 422 yılında Doğu Roma İmparatorluğu'nun, Hun ordusunu isyana kışkırtmak ve bağlı kavimleri Hunlar'dan ayırmak amacıyla Hun topraklarına gönderdiği casusları ileri sürerek Balkan seferine çıkmıştır. Direniş göstermeyen Doğu Roma İmparatorluğu, vergi ödemek zorunda bırakılmıştır.

Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius, Batı Roma İmparatorluğu'ndaki karışıklıklardan yararlanarak İtalya'ya ordu ve donanma göndermiştir. Batı Roma İmparatorluğu Rua'dan yardım istemiştir. Rua bölgeye asker gönderince II. Theodosius, Hunlar ile savaşmayı kabul etmeyerek geri çekilmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu, Hunların baskılarına karşı Hun idaresinde yaşayan kabileleri kışkırtmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Rua, Doğu Romalı tüccarların Hun İmparatorluğu'nda ticaret yapmalarını ve ücretli asker toplamalarını yasaklamıştır. Rua, Doğu Roma İmparatorluğu'na sığınan Hun kaçaklarını geri verilmesi ile uğraştığı sırada, 434 yılında ölmüştür.

Attila Dönemi 

1360 Viyana kroniklerinde Attila.
Attila'nın Papa I. Leo ile görüşmesi.

Rua'nın ölümü üzerine Attila ve Bleda, Hun İmparatorluğu'nun başına geçmiştir. Attila, babası Muncuk'un ölümünden sonra amcası Rua'nın yanında yetişmiş, birlikte savaşlara katılmış, devlet yönetimini ve Hun siyasetini öğrenerek tecrübe kazanmıştır. Büyük kardeşi Bleda ile birlikte tahtı paylaşmaktaydı ama bir süre sonra Bleda'nın savaşlarda yeterince başarılı olamaması ve büyük obaya fazla savaş ganimeti getirememesi yüzünden Attila önderliğinde yapılan isyanda Bleda Attila tarafından 445 yılında öldürüldü ve bu isyandan sonra devletin tüm yetkisi Attila'ya geçti. Attila'nın amacı Batı Roma İmparatorluğu'nu ve Doğu Roma İmparatorluğu'nu egemenlik altına alarak devleti büyütmekti. Attila 434 yılında Tuna ve Morava nehirlerinin birleştiği yerdeki Margos Kalesi önünde Doğu Roma İmparatorluğu ile Margos Antlaşması'nı imzalamıştır. Antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardır;

  1. Doğu Roma İmparatorluğu, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak.
  2. Doğu Roma İmparatorluğu, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak, ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek.
  3. Doğu Roma İmparatorluğu, elindeki Hun esirleri iade edecek.

Attila, Margos Antlaşması'ndan sonra ülkenin doğu bölgesini denetimi altına almıştır. 435 yılında Volga boylarındaki Ak-Oğurlar'ın ayaklanma girişimlerini bastırmıştır. Bu dönemde Hun İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaşmış ve yaklaşık 4 milyon km²'lik bir coğrafyaya hükmetmiştir.[8]

Balkan (Bizans) Seferleri 

Doğu Roma'nın Margos Antlaşması'nın hükümlerine uymaması üzerine Attila, 441-442 yıllarında Bizans üzerine sefere çıktı. Doğu Trakya'ya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans barış istemek zorunda kaldı. Bu antlaşma ile Attila, Doğu Roma'nın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdi. Bu seferden sonra Avrupa Hunları'na Balkanlar'ın yolu açılmış oldu.

I.Balkan Seferi'nden sonra Bizans imzaladığı antlaşma şartlarında öngörülen vergiyi ödemediği için Attila 447 yılında yeniden sefere çıktı. İki kola ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan'a girip Teselya'ya kadar ilerledi. Diğer kolu ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini alarak Büyükçekmece yakınlarına kadar ulaştı. Doğu Roma İmparatoru barış istemek zorunda kaldı.

Yapılan Anotolyos Antlaşması'na göre;

  1. Doğu Roma ödediği vergiyi üç katına çıkaracak,
  2. Savaş tazminatı ödenecek,
  3. Tuna'nın güneyindeki yerler askerler arındırılacaktı.

Batı Roma (Galya) Seferi 

Roma İmparatoru'nun kızıyla evlenen Attila, çeyiz olarak imparatorluk topraklarının yarısını isteyince, bunu kabul etmeyen Batı Roma'nın üzerine yürüdü. Katalon Ovası'nda Attila, 100 bini Hun geri kalanı da Germen ve Slav kavimlerinden oluşan 200 bin kişilik bir ordu ile iken Roma ordusu da aynı bölgeye 200 bin kişilik ordu ile gelmişti. Hun düşmanı olan kavimlerin hepsi Aetiüs ordusunun safında birleşmişlerdi. 20 Haziran 451 günü dünyanın iki yarısı birbiri üzerine yüklendi. Savaş 24 saat sürdü ve iki taraf da çok büyük büyük kayıplar verdi. Fakat akşam olduğunda dağılan Roma ordusu oldu. Roma'yı destekleyen Batı Got ordusu da kralları savaşta ölünce çekilmek zorunda kaldı. Atilla Roma'nın asker deposu sayılan Galya'yı işgal etmiş, zamanın bilinen dünyasına yenilmezligini kabul ettirmişti.

Roma (452) 

Bu savaştan bir yıl sonra Attila dağıttığı Roma İmparatorluğu'nun tamamını idaresi altına almak için harekete geçtiği zaman Romalılar'ın ona karşı koyacak güçleri kalmamıştı. 452 yılında Attila Alpleri aşarak Po Ovası'na indi ve yolu üzerindeki pek çok kuzey İtalya kentini ele geçirerek Roma önüne geldi. Papa II. Leo, Hun hükümdarın huzuruna çıkarak Attila'nın Roma'ya zaten hakim olduğunu beyan etti ve Hıristiyanlık merkezinin yıkılmamasını diledi. Attila Roma'ya saldırmadan, vergilerini arttırıp hakimiyetini onaylatarak[kaynak belirtilmeli] geri döndü. Bazı kaynaklar bu seferin o sırada İtalya'yı kırmakta olan veba salgını nedeniyle yarım kaldığını öne sürer.[kaynak belirtilmeli]

Yıkılışı 

Son seferinden kısa süre sonra 453'de Atilla öldü ve tahtına en büyük oğlu İlek geçti. Ancak diğer oğulları Dengizek ve İrnek taht kavgasına girdiler. Çıkan karışıklığı fırsat bilen bazı kabileler birlikten ayrıldı ve devlet dağılma sürecine girdi. Atilla'nın ölümünden bir yıl sonra Hunlar Nedao Savaşı'nda yenildi. İlek'in yerine tahta geçen Dengizik de 469'da öldü ve bu tarih bazı kaynaklarda Hun İmparatorluğu'nun sonu olarak kabul edilir. Atilla'nın en küçük oğlu İrnek bir kısım Hun kütlesiyle doğuya doğru göç etti. Karadeniz'in kuzeyindeki Türk kitleleriyle karışan bu kitle bugünkü Bulgarların ataları olduğu ve "Bulgar" kelimesinin "bulgalanmak = bulanmak = karışmak" kelimelerinden "bulanan" yani karışan anlamında türediği kabul edilir.[9]

450 yılında Hunlar ve komşuları.
Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu (sarı) ile Hun İmparatorluğu (turuncu). (450)

Hun İmparatorları 

Kaynakça 

  1. ^ [1]
  2. ^ [2]
  3. ^ Otto Maenchen-Helfen, The world of the Huns: studies in their history and culture, University of California Press, 1973, s. 441.
  4. ^ David ChristianA history of Russia, Central Asia, and Mongolia, Wiley-Blackwell, ISBN 978-0-631-20814-3, p. 248. So there were probably many Turkic speakers within the Hephthalite and Hunnic confederations. From at least the time of Attila, we know that there were Turkic-speaking tribes in the Pontic steppes. These belonged to the 'Oghur' grouping, whitch probably migrated westwards from the Ting-ling/T'ieh-le tribes based north of Mongolia and in the Irtysh valley.
  5. ^ "Huns", Columbia Encyclopedia, Sixth Edition (Online), Columbia University Press.
  6. ^ Recep Şükrü Apuhan, Türklerin Tarihi, Timaş Yayınları, İstanbul, Mart 2008, s.17
  7. ^ Prof.Dr.Pierre Chuvin, İlk ilişkiler, Efsaneler dünyasından bir akrabalık, Popüler Tarih Dergisi, Ekim 2006 Fransa Büyükelçiliği
  8. ^ Avrupa Hun İmparatorluğu önbilgisi.
  9. ^ [3]
  10. 10.^ Roux, Jean Paul (1984). Türklerin Tarihi (Historie des Turks). Ad. ISBN 975-506-018-9.

  11. tr:Hiung-nu


    *Wikipedia
ÜYE GİRİŞİ
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
DUYURU PANOSU
 
Kardeş sitemiz

Milli değerlere sahip çıkan:
en çarpıcı yazılar,yorumlar ve anlizleri içinde barındıran
milliarayis.tr.gg 'dir

Not:Site yapım aşamsındadır.En kısa zamanda yayın hayatına başlayacaktır.
KULLANICI GÖRÜŞLERİ
 
Görüşleriniz bizim için önemlidir.Bu yüzden görüşlerinizi,yorumlarınızı ve isteklerinizi ''İLETİŞİM'' bölümümüze yazınız.Unutmayın hepsi değerlendirilicektir.
 
Bugün D>| N>| Z>| Forum'a 8 ziyaretçikişi burdaydı.
Copyright Courage KNC Productions INC.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol